Ankara Ceza Avukatı | Ceza Davası Nedir?

  1. Ceza Davası Nedir?
  2. Ceza Davası Aşamaları Nelerdir?
  3. Soruşturma Evresi
  4. Kovuşturma Evresi
  5. İlk Derece Mahkemesi
  6. İstinaf – Bölge Adliye Mahkemesi
  7. Temyiz – Yargıtay
  8. Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru
  9. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Bireysel Başvuru
  10. Ankara Ceza Avukatı
  11. Sıkça Sorulan Sorular

Ceza Davası Nedir?

Ceza davaları, bir kişinin suç işlediği şüphesiyle Cumhuriyet Savcılığı tarafından hakkında iddianame hazırlanarak açılan davalardır. Bu davalar birer kamu davasıdır. Ceza davalarına bakmakla görevli genel mahkemeler ile suç tipine göre bazı özel mahkemeler vardır. Bunlar;

  • Asliye Ceza Mahkemeleri
  • Ağır Ceza Mahkemeleri
  • Çocuk Mahkemeleri
  • Çocuk Ağır Ceza Mahkemeleri
  • İcra Ceza Mahkemeleri
  • Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri

olarak ayrılmaktadır. Bunlara ek olarak soruşturma evresinde bazı işlemlerde görev yapan Sulh Ceza Hakimliği bulunmaktadır. Buradaki yargılamalarda görev alan avukatlar da halk tarafından ceza avukatı olarak anılmaktadır.

Ceza Davası Aşamaları Nelerdir?

Ceza davaları toplam 4 aşamadan oluşmaktadır. Bunlar;

  • Soruşturma evresi
  • Kovuşturma evresi
    • İlk derece mahkemesi
    • İstinaf
    • Yargıtay
  • Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru

Soruşturma Evresi

Soruşturma evresi, Cumhuriyet Savcılığı tarafından suç şüphesinin öğrenilerek iddianame hazırlanması ve hazırlanan iddianamenin mahkemece kabulüne kadar olan süreçtir. Bu süreçte suç işlediği iddia edilen kişi “şüpheli” sıfatını alır. Savcılık yapacağı araştırma ve inceleme sonucu, suçun işlendiği hususunda “yeterli şüphe” olduğuna kanaat getirir ise şüpheli hakkında iddianame düzenleyerek mahkemeye sevk eder. Yeterli şüphe yok ise şüpheli hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK)” verir.

Kovuşturma Evresi

Kovuşturma evresi, iddianamenin mahkemece kabulünden, verilen hükmün kesinleşmesine kadar olan süreci kapsamaktadır. Mahkeme, CMK m.174’de düzenlenen “iddianamenin iadesine” ilişkin hükümler kapsamında kendisine gönderilen iddianameyi inceler. İddianamede, Kanun’da belirtilen bir eksiklik var ise bu eksikliğin giderilmesi için iade eder. Eksiklik yok ise iddianame yi kabul eder ve yargılama başlar. Kovuşturma evresinde suç işlediği iddia edilen kişi “sanık” sıfatını alır.

İlk Derece Mahkemesi

İddianame kabul edildikten sonra mahkeme duruşma günü vererek yargılamayı başlatır. Duruşmalarda; sanık, müşteki, tanık, bilirkişi gibi kişiler dinlenir, toplanan deliller tartışılır ve savunmalar yapılır. Deliller toplanıp tartışıldıktan ve savunmalar yapıldıktan sonra, incelenecek başka bir husus kalmadı ise mahkeme kararını verir. Bu kararlar;

  • Beraat kararı
  • Mahkumiyet kararı ve/veya güvenlik tedbiri
  • Ceza verilmesine yer olmadığına dair karar
  • Davanın reddi
  • Davanın düşmesi

olmak üzere 5 adet hüküm çeşidi vardır.

Beraat Kararı

Beraat kararı, yapılan yargılama sonucunda suçsuz bulunmak, aklanmak demektir. Beraat kararı verilecek 5 durum vardır. Bunlar;

  • Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
  • Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,

hallerinde sanık hakkında beraat kararı verilir.

Mahkumiyet Kararı

Mahkumiyet kararı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olması durumunda verilir. Sanığın suçu işlediğinin sabit olması, hiçbir soru işareti olmaksızın suçun sanık tarafından işlendiği konusunda bir kesinlikten söz edilmesi anlamına gelir. Mahkumiyet kararı ile sanık hapis yahut adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Güvenlik tedbirleri, TCK m.53-60 arası düzenlenen, mahkumiyet kararı yerine veya mahkumiyet kararına ek olarak verilen tedbirlerdir. Güvenlik tedbirleri;

  • Belirli hakların kullanımından yoksun bırakılma (TCK m.53)
  • Eşya müsaderesi (TCK m.54)
  • Kazanç müsaderesi (TCK m.55)
  • Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri (TCK m.56)
  • Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri (TCK m.57)
  • Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular (TCK m.58)
  • Sınır dışı edilme (TCK m.59)
  • Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri (TCK m.60)

olarak Kanun’da sayılmıştır.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, kişisin işlediği fiilin suç teşkil etmesine rağmen Kanun’un belirlediği nedenlerin varlığı nedeniyle, kişiye ceza verilmemesi anlamına gelir. Bu kapsamda bir beraat kararı değildir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı şu hallerde verilir;

  • Yüklenen suçla bağlantılı olarak; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin(irade dışı algı kapanması) bulunması,
  • Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
  • Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi
  • Etkin pişmanlık
  • Şahsi cezasızlık sebebinin varlığı
  • Karşılıklı hakaret
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı

Davanın Reddi Kararı

Davanın reddi kararı; aynı fiil nedeniyle, aynı sanık hakkında verilen bir hüküm veya açılmış bir davanın bulunması halinde verilir.

Düşme Kararı

Davanın düşmesi kararı, iki temel sebebin varlığı halinde verilebilir. Birincisi, soruşturma ve kovuşturma şartının gerçekleşmemesidir. İkincisi ise TCK’da belirlenen düşme sebeplerinin gerçekleşmesidir. TCK’da belirlenen düşme sebepleri;

  • Sanığın ölümü
  • Genel Af
  • Dava zamanaşımının geçmesi
  • Önödeme
  • Uzlaşma
  • Şikayetten vazgeçme

Bu hallerde dava hakkında düşme kararı verilerek yargılama sona erdirilir.


Kovuşturma evresinin ilk aşaması yukarıda sayılan hüküm çeşitlerinden birinin verilmesi ile tamamlanır. Bundan sonra süreç, şartları var ise istinaf/temyiz kanun yollarına başvurulması ile ilerleyecektir.

İstinaf – Bölge Adliye Mahkemesi

İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu bu kararların, yeniden incelenmek üzere bölge adliye mahkemelerine gönderilmesine istinaf kanun yolu denilir. Bu anlamda bölge adliye mahkemeleri ikinci derece mahkemeler olarak nitelendirilebilir. İstinaf incelemesinde dosya hem maddi vakıalar hem de hukuka aykırılıklar yönünden ele alınarak incelenir.

İlk derece mahkemelerinin hangi kararlarına karşı istinafa başvurulabilir?

Bu sorunun cevabı CMK m.272’de verilmektedir. Buna göre;

  • İlk derece mahkemelerinin hüküm olarak verdiği son kararlara karşı,
  • Hükümden önce verilip, hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş ara kararlara karşı

istinaf kanun yoluna başvurulabilir.

Bunlara ek olarak aşağıda sayılacak kararlara karşı istinafa başvurulamaz. Bunlar;

  • Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üç bin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine,
  • Üst sınırı beş yüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine,
  • Özel kanunlarda kesin olduğu belirtilen hükümlere

karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz.

İstinafa nasıl başvuru yapılır?

İstinaf kanun yoluna, mahkemeye vereceğiniz bir dilekçe ile başvurabilirsiniz. Bunun haricinde mahkeme katibine karşı sözlü olarak beyanda bulunarak da istinafa başvurabilirsiniz. Mahkeme katibi, sizin beyanlarınızı bir tutanağa geçirir ve hakime onaylattırır. Ancak en sağlıklı başvuru yolu, özenle hazırlanmış bir dilekçe ile başvurmaktır. Başvuru süresi, mahkemede hükmün açıklanmasından itibaren 7 gündür. Hükmün açıklandığı duruşmada bulunmayanlar için, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde başvuru yapılmalıdır. 15 yıl ve üzerine cezalara ilişkin istinaf incelemesi, başvuru yapılması gerekmeksizin re’sen yapılır. Başvuru yapılırken bir ceza avukatı tarafından hukuki destek almanızı tavsiye ederiz.

İstinaf kararları nelerdir?

İstinafta yapılacak inceleme sonucunda verebileceği kararlar CMK m.280’de belirtilmiştir. Buna göre;

  • İstinaf başvurusunun reddine karar verebilir. (Onama kararı)
  • İlk derece mahkemesinin kararındaki bazı hukuka aykırılıkların düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine karar verebilir. (Düzelterek onama kararı)
  • Hükmün hukuka aykırılıklar nedeniyle bozulmasına ve yeniden incelenmek üzere ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verebilir.
  • İlk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden başka bir karar verebilir.

Aleyhe bozma yasağı nedir?

İstinafa yalnızca sanık lehine başvurulmuşsa, yeniden verilecek olan ceza, önceki hükümde verilen cezadan daha ağır olamaz. Yani sanık aleyhine savcı yahut müşteki tarafından istinafa başvurulmaz ise -aslında daha fazla ceza alması gerekiyor olsa bile- sanık aleyhine daha fazla cezaya hükmedilemez.

Temyiz – Yargıtay

Bölge adliye mahkemelerinin verdiği kararların hukuki yönden yeniden incelenmek üzere Yargıtay’a gönderilmesine temyiz kanun yolu denilmektedir. Yargıtay, mahkeme derecelerinde en üst derece mahkeme olarak karşımıza çıkar. Temyiz incelemesi kararların yalnızca hukuki yönden denetlenmesini içermektedir. Buna bağlı olarak maddi vakıalara ilişkin denetim yapamaz. Ancak verilen hükümdeki maddi vakıa; akla, mantığa ve ilme aykırı ise ancak o zaman maddi vakıa denetimi yapabilir.

Hangi kararlara karşı temyize başvurulabilir?

İstinafın bozma harici vermiş olduğu tüm kararlara karşı temyize başvurulabilir.

Ancak aşağıda sayılan kararlara karşı temyize başvurulamaz:

  • İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
  • İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
  • Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
  • İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
  • Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlar,
  • Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
  • On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
  • Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
  • Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararlar temyiz edilemez.

Bu listeye ek olarak, temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa dahi aşağıda sayılan suçlar hakkında verilen bölge adliye mahkemesi kararları temyiz edilebilir:

  • Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
  • Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
  • Suç işlemeye tahrik (madde 214),
  • Suçu ve suçluyu övme (madde 215),
  • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
  • Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),
  • Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A),
  • Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
  • Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
  • Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını
    aşağılama (madde 301),
  • Silâhlı örgüt (madde 314),
  • Halkı askerlikten soğutma (madde 318),
  • Terörle Mücadele Kanununun 6. maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar
  • Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28. maddesinin birinci fıkrası, 31. maddesi ve 32. maddesinde yer alan suçlar

Yukarıda sayılan suçlara ilişkin verilen bölge adliye mahkemesi kararları her halde temyiz edilebilmektedir.

Temyize başvuru nasıl yapılır?

Temyiz kanun yoluna, istinaf mahkemesine vereceğiniz bir dilekçe ile başvurabilirsiniz. Bunun haricinde istinafta olduğu gibi burada da mahkeme katibine sözlü beyanda bulunarak temyiz başvurusunda bulunabilirsiniz. Ancak tabi ki en sağlıklı yol dilekçe ile başvurmaktır. Başvuru süresi, mahkemede hükmün açıklanmasından itibaren 15 gündür. Hükmün açıklandığı duruşmada bulunmayanlar için bu süre tebliğ tarihinden itibaren başlar. Dosya üzerinden verilen kararlar için de sürenin tebliğ tarihinden itibaren başlaması geçerlidir. Temyiz başvurusu yapılırken bir ceza avukatı tarafından hukuki destek almanızı tavsiye ederiz.

Yargıtay hangi kararları verebilir?

Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay aşağıdaki kararları verebilir.

  • Temyiz isteminin esastan reddi kararı verebilir. (Onama kararı)
  • Bölge adliye mahkemesinin kararındaki bazı hukuka aykırılıkların düzeltilerek temyiz başvurusunun reddine karar verebilir. (Düzelterek onama kararı)
  • Temyiz isteminin kabulü ile dosyanın bozularak geri gönderilmesi kararı verebilir.

Yukarıda istinaf anlatılırken ifade edilen aleyhe bozma yasağı, temyiz incelemesinde de geçerlidir.

Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile sözleşmeye ek protokoller kapsamında koruma altına alınmış hakların ihlali halinde başvurulabilen bir yargı yoludur. Burada dikkat edilmesi gereken husus, ihlal edildiği iddia edilen hakkın hem Anayasamızda hem de AİHS’de koruma altına alınmış olması gerektiğidir. Bu husus 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun m. 45’de düzenlenmiştir.

Bireysel başvuruya kimler başvurabilir?

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkına sahip olanlar m.46’da sayılmıştır. Bunlar;

  • Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.
  • Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir

Bireysel başvuruda bulunamayacak olanlar ise;

  • Kamu tüzel kişileri
  • Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklar ile ilgili yabancılar

Bireysel başvuru şartları nelerdir?

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için iki şartın gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar;

  • Anayasa ve AİHS’de koruma altına alınmış bir hakkın ihlal edilmiş olması gerekmektedir.
  • İhlale neden olan işlem, eylem yahut ihmal için mevzuatta öngörülen idari ve yargısal yolların tamamen tüketilmiş olması gerekmektedir.

İhlale neden olan işlem, eylem yahut ihmal hakkında yargı yollarının tüketilmesi, davaların olağan kanun yolları dahil olmak üzere tüm süreçlerden geçerek kesinleşmesi anlamına gelmektir. Bir diğer anlatımla, davaya ilişkin varsa istinaf, temyiz veya itiraz yollarının hepsine başvurulması ve buralardan sonuç alınamaması gerekmektedir.

Bireysel başvuru ne kadar süre içinde yapılmalıdır?

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu bulunmuyor ise ihlalin öğrenilmesinden itibaren 30 gün içinde yapılmalıdır. Mücbir sebep veya ağır hastalık gibi haklı bir mazeret nedeniyle sürenin kaçırılması durumunda, mazeret ile ilgili açıklama ve belgeler ile birlikte mazeretin bitiminden itibaren 15 gün içerisinde bireysel başvuruda bulunulabilir.

Bireysel başvuru nasıl yapılır?

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü m.59’da bulunan hükümlere göre hazırlanan başvuru formunun usulüne uygun doldurulması ile yapılır. Başvuru formu aşağıda paylaşılmıştır. Bireysel başvuru formunun doldurulması ve sürecin takibinde, bir ceza avukatı ile çalışmanızı tavsiye ederiz.

Anayasa Mahkemesi Başvuru Formu

Başvuru formunu indirmek için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Bireysel Başvuru

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine(AİHM) bireysel başvuru yolu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan hakların, sözleşmeye üye devletlerce ihlal edilmesi durumunda başvurulabilen bir yargı yoludur.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve sözleşmeye bağlı ek protokollerde güvence altına alınan haklar aşağıda sayılmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin temel metninde düzenlenen haklar;

  • Yaşam hakkı
  • İşkence yasağı
  • Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı
  • Özgürlük ve güvenlik hakkı
  • Adil yargılanma hakkı
  • Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi
  • Özel ve aile hayatına saygı hakkı
  • Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
  • İfade özgürlüğü
  • Toplantı ve dernek kurma özgürlüğü
  • Evlenme hakkı
  • Etkili başvuru hakkı
  • Ayrımcılık yasağı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1 numaralı ek protokolde düzenlenen haklar;

  • Mülkiyet hakkı
  • Eğitim hakkı
  • Serbest seçim hakkı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4 numaralı ek protokolde düzenlenen haklar;

  • Borçtan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılma yasağı
  • Serbest dolaşım özgürlüğü
  • Vatandaşların sınır dışı edilme yasağı
  • Yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6 numaralı ek protokolde düzenlenen haklar;

  • Ölüm cezasının kaldırılması

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 7 numaralı ek protokolde düzenlenen haklar;

  • Yabancıların sınır dışı edilmelerine ilişkin usuli güvenceler
  • Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı
  • Adli hata halinde tazminat hakkı
  • Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı
  • Eşler arasında eşitlik

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 12 numaralı ek protokolde düzenlenen haklar;

  • Ayrımcılığın genel olarak yasaklanması (Türkiye tarafından henüz onaylanmadı.)

Yukarıda AİHS ve sözleşmeye bağlı ek protokollerde düzenlenen haklar listelenmiş olup Türkiye, AİHS ve ek protokollerin -12 numaralı protokol hariç- hepsinde imzacı devlet olarak sorumluluk almıştır.

AİHM bireysel başvuruya kimler başvurabilir?

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine imzacı ülkelerden biri tarafından, sözleşme ve ek protokollerde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes AİHM’ne bireysel başvuruda bulunabilir.

AİHM bireysel başvuru şartları nedir?

AİHM bireysel başvuruda bulunabilmek için gerekli şartlar:

  • AİHS’de koruma altına alınmış bir hakkın ihlal edilmesi,
  • İhlale neden olan işlem hakkında iç hukukumuzda olağan tüm yargı yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir. Buna ek olarak, iç hukukta tüketilecek yargısal yolların etkili olmadığı, iç hukuk yolları ile ihlalin giderilemeyeceği açık ise bu yolları tüketilmeden doğrudan başvuruda bulunabilir.

İç hukuk yollarının tüketilmesi, yukarıda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda anlatıldığı şekildedir. Ek olarak, AİHM başvurmadan önce Anayasa Mahkemesine de başvurmak gerekmektedir. En son Anayasa Mahkemesinden de sonuç alınamaz ve ihlal giderilemezse AİHM’e başvurulur.

AİHM bireysel başvuru süresi ne kadardır?

Bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekiyor demiştik. İç hukuk yollarının tüketilmesinden itibaren 4 ay içerisinde AİHM’e başvuruda bulunmak gerekiyor.

Başvuru süresi uzunca bir süre iç hukuk yollarının tüketilmesinden itibaren 6 ay olarak kabul ediliyordu. Ancak bu husus 15 numaralı protokol ile 1 Şubat 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4 aya indirilmiştir. Hak kaybına uğramamak adına bu hususa dikkat edilmesi gerekmektedir.

AİHM bireysel başvuru nasıl yapılır?

Bireysel başvuru formu doldurulurken, herkes kendi dilini kullanabilmektedir. Ülkemiz açısından düşünüldüğünde, başvuru formunun Türkçe doldurulmasında bir sakınca yoktur. Ancak başvuruda bulunduktan sonraki aşamalarda, mahkeme ile yapılan yazışmalarda İngilizce veya Fransızca dillerinden birinin seçilerek kullanılması gerekmektedir.

AİHM bireysel başvuruda mahkeme aşamaları nelerdir?

AİHM’e yapılan başvuruları incelenirken iki aşamadan geçer. Bunlar;

  • Kabul edilebilirlik incelemesi
  • Esasa ilişkin inceleme

1-Kabul edilebilirlik incelemesi, başvurunun gerekli şartları sağlayıp sağlamadığının incelendiği ilk aşamadır. Başvurunun gerekli şartları sağladığı görülürse başvurunun esasına geçilir. Başvuru gerekli şartları sağlamıyor ise “kabul edilemezlik” kararı verilerek reddedilir.

2-Esasa ilişkin inceleme, başvuru hakkında kabul edilebilirlik kararının verilmesinin ardından geçilen, başvurucunun iddialarının incelendiği ve hak ihlalinin olup olmadığına karar verilen aşamadır. Bu aşamada AİHM, yazı işleri müdürlüğü vasıtasıyla devlet ile hakkı ihlal edilen kişi arasında “dostane çözüm” önerisinde bulunabilir. Bir çeşit uzlaşma kurumu olarak kabul edilen bu uygulamanın AİHM tarafından kabul edilmesi için, hakkı ihlal edilen kişinin iddialarının devlet tarafından kabul edilerek zararının tazmin edilmesi gerekmektedir. Aksi halde başvurucunun iddiaları ile devletin savunmaları mahkemece değerlendirilerek yargılama yapılır ve karar verilir.

AİHM bireysel başvuru sonucu verilen kararlar bağlayıcı mı?

AİHM tarafından verilen kesin nitelikteki tüm kararlar AİHS m.46 gereği bağlayıcıdır, sözleşmeci devletler tarafından verilen kararlara uyulması zorunludur. Verilen kararlara uyulup uyulmadığı, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından denetlenmektedir. Bakanlar Komitesi, verilen karara devlet tarafından uyulmadığını tespit ederse bir rapor hazırlayarak, Avrupa Konseyine sunulmak üzere tavsiye kararları alır. Avrupa Konseyi de sunulan rapor ve tavsiyeler üzerine karara uymayan devlet hakkında yaptırım kararı verebilmektedir.

AİHM bireysel başvuruda avukat ile çalışmak zorunlu mu?

Aslında bu sorunun cevabı hem evet hem hayır. Bireysel başvuruda bulunurken bir avukat ile çalışmak zorunlu değildir. Ancak başvurunun kabul edilebilirlik incelemesini geçmesi halinde, bir avukattan hukuki destek alması zorunludur.

Ankara Ceza Avukatı

Ankara Ceza Avukatı, Ankara ve çevre illerde ceza hukuku alanında hizmet veren avukatları tanımlayan bir ifadedir. Ceza davasındaki süreçlerin gerek sanık gerekse müşteki yönünden olsun fark etmeksizin, bir avukattan hukuki destek alarak takip edilmesinde fayda vardır.

Bu faydalardan bazılarını liste olarak sıralayacak olursak:

  • Ceza sistemi ve yargılama prosedürleri hakkında bilgilendirme: Ankara ceza avukatınız, ceza sistemi ve yargılama prosedürleri hakkında sizi bilgilendirir. Bu sayede, davanızın işleyişi ve süreç boyunca karşılaşabilecekleriniz hakkında bilgi sahibi olursunuz.
  • Savunmanızın hazırlanması: Ankara ceza avukatı, savunmanızı hazırlamak için gerekli araştırmaları yapar ve delilleri inceler. Bu şekilde, savunmanızın daha güçlü ve daha etkili olmasını sağlar.
  • Delillerin doğru değerlendirilmesi: Avukatınız, kanıtların doğru bir şekilde değerlendirilmesine yardımcı olur. Bu, davanızda hatalı veya yanıltıcı kanıtların sunulmasını önler ve daha adil bir sonuca ulaşmanızı sağlar.
  • Haklarınızın korunması: Ankara ceza avukatı sayesinde davanız boyunca haklarınızın korunduğundan emin olabilirsiniz. Ceza davalarında, bir sanığın haklarına saygı gösterilmesi son derece önemlidir.
  • Adil bir duruşma: Avukatınız, sizin adınıza hareket ederek adil bir duruşma sağlar. Bu, hukuki sürecin adaletli bir şekilde işlemesini, sonucun daha adil ve doğru olmasını sağlar.

Ankara Ceza Avukatı Ücretleri 2023

Avukatlık ücretleri, verilen hizmetin kalitesi ve sürecin uzunluğuna göre değişebilmektedir. Ankara bölgesi için Ankara Barosunun 2023 yılı için yayımladığı “Avukat- İş Sahibi Arasındaki En Az Ücret Çizelgesi”ne göre:

  • Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davalar için;
    • Sanık vekilliği: 52.650-TL
    • Müdahil vekilliği: 33.500-TL
  • Asliye Ceza Mahkemelerinde görülen davalar için;
    • Sanık vekilliği: 44.200-TL
    • Müdahil vekilliği: 26.500-TL
  • Sulh Ceza Hakimliği ve İnfaz Hakimliğinde görülen işler: 22.800-TL
  • Ceza soruşturma aşamasındaki takip edilen işler: 15.550-TL
  • Askerlik Kanununa uyarınca disiplin kurullarında takip edilen davalar için: 23.000-TL
  • Anayasa Mahkemesinde görülen davalar için;
    • Duruşmalı bireysel başvuru: 59.600-TL
    • Duruşmasız bireysel başvuru: 35.750-TL
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru: 77.500-TL

Burada belirtilen ücretler, Ankara Barosu tarafından tavsiye edilen miktarlardır. Bunun yanında “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yayımlanmakta olup avukatlık ücretleri bu tarifede belirtilen miktarların altında belirlenemez. 2023 yılı için yayımlanan tarifeye göre:

  • Asliye Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için: 9.200-TL
  • Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için: 17.400-TL
  • Çocuk Mahkemelerinde takip edilen davalar için: 8.700-TL
  • Çocuk Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için: 17.400-TL
  • Ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için: 2.800-TL
  • İcra Mahkemelerinde takip edilen ceza işleri için: 2.800-TL
  • Sulh Ceza Hakimliği ve İnfaz Hakimliğinde görülen işler: 4.000-TL
  • Askerlik Kanunları uyarınca disiplin kurullarında takip edilen davalar için: 6.000-TL
  • Anayasa Mahkemesinde görülen davalar için;
    • Duruşmalı bireysel başvuru: 19.800-TL
    • Duruşmasız bireysel başvuru: 9.900-TL
    • Diğer dava ve işler: 20.400-TL
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru için:
    • Duruşmasız bireysel başvuru: 33.300-TL
    • Duruşmalı bireysel başvuru: 57.600-TL

Mevzuat gereği avukatlar, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi altında ücret kabul edemezler. Buna karşılık tarifenin üzerinde istenecek ücreti belirlemekte serbesttirler.

Sıkça Sorulan Sorular

Ceza davası nedir?

Ceza davaları, bir kişinin suç işlediği şüphesiyle Cumhuriyet Savcılığı tarafından hakkında iddianame hazırlanarak açılan davalardır.

HAGB nedir?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), CMK m. 231/6’da sayılan şartların sağlanması ve 5 yıllık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmemesi halinde verilen hükmün ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.

Hakaret davası cezası ne kadardır?

Hakaret suçunun cezası TCK m.125 gereği temel haliyle 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

Bir Cevap Yazın

Avukat Suat KOCA sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et